Ekinciler Holding Grup Pazarlama Müdürü Kaan Özülü, çelik üreticilerinin iki yıldır süren finansal baskı ve zayıf iç talep karşısında dirençle ayakta kalmaya çalıştığını söyledi. “Kârlılığı yüzde 3–4 olan bir sektörde, yüzde 40 faizle yatırım yapamazsınız,” diyen Özülü, faiz indirimi süreci başlamadan iç piyasada gerçek bir toparlanma beklemediklerini ifade etti.

Türk çelik sektörü, yüksek finansman maliyetleri ve gerileyen iç talep nedeniyle tarihinin en zorlu dönemlerinden birinden geçiyor. Kaan Özülü, üreticilerin yatırım planlarını askıya almak zorunda kaldığını belirterek, “Şirketler şu an büyümeyi değil, sürdürülebilirliği konuşuyor,” dedi. Özülü’ne göre faiz indirimi süreci başlarsa 2026’da kapasite kullanım oranları yeniden yüzde 65–66 seviyelerine çıkabilir.

“Korumacılık dalgası ihracat pazarlarını yeniden çiziyor”

ABD’de yeniden yükselen korumacılık politikalarının küresel ticarette zincirleme etkiler yarattığını söyleyen Özülü, “Hurda fiyatları artarsa Türkiye’nin maliyet avantajı erir. Üstelik Çin, Meksika ve Güney Kore gibi ülkeler ABD kapısı kapanınca bizim pazarlarımıza yöneliyor,” dedi. Özülü’ne göre korumacılık artık bir ticaret stratejisi haline geldi ve Türk çelik sektörü bu yeni düzende pazarlık gücünü korumak için daha proaktif davranmalı.

“DİR’de kalıcı kısıtlamalar, ihracat üstünlüğünü bitirir”

Son dönemde Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında getirilen düzenlemelerin, iyi niyetli olsa da ihracatçılar açısından riskli olduğuna dikkat çeken Özülü, “Yerli ürün kullanma zorunluluğu doğru bir yönelim olabilir ama kalıcı hale gelirse Türkiye’nin inşaat demiri ihracatındaki rekabet avantajı ortadan kalkar,” uyarısında bulundu.
Özülü, yalnızca 2025’in ilk sekiz ayında kütük ithalatının yüzde 55 artarak 2,9 milyon ton seviyesine çıktığını hatırlatarak, “Bu tablo, üretimin küresel tedarik zincirine ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor,” dedi.

“SKDM tehdidi değil, stratejik fırsat olabilir”

Avrupa Birliği’nin 2026’da yürürlüğe girecek Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM)’na ilişkin değerlendirmesinde Özülü, bu düzenlemeyi “ticaretin yeni oyunu” olarak tanımladı.
“Üretim zincirimizi belgeleyip enerji verimliliğimizi kanıtlarsak, SKDM bizim için tehdit değil fırsat olur. Türkiye Avrupa’ya en yakın alternatif tedarikçi konumunda,” diyen Özülü, yeşil dönüşümün yalnızca çevresel değil, aynı zamanda jeoekonomik bir rekabet unsuru haline geldiğini vurguladı.

“Irak’ta İran hâkim, Suriye yeni bir sayfa açabilir”

Bölgesel pazarlar hakkında da konuşan Özülü, Irak’ın ithalatının yüzde 90’ının İran menşeli ürünlerden oluştuğunu belirterek Türkiye’nin burada pay kaybettiğini söyledi. Buna karşın Suriye’nin yeniden inşa süreci, Türk çelik üreticileri için yeni bir büyüme alanı olabilir.

“Esneklik, Türk çelik sektörünün hayatta kalma refleksi”

Kaan Özülü, “Krizlere rağmen üretim zincirimiz ayakta kaldıysa, bu tamamen sektörün çevikliğinden kaynaklanıyor. Önümüzdeki dönemde esneklik, kapasite kadar değerli bir rekabet unsuru olacak,” ifadeleriyle konuşmasını noktaladı.

Özülü’nün değerlendirmeleri, Atakaş Çelik’in ana sponsorluğunda 7 Ekim’de İskenderun’da düzenlenen SteelOrbis Piyasa Sohbetleri toplantısında paylaşıldı. 400’ün üzerinde sektör temsilcisinin katıldığı etkinlikte, faiz politikaları, korumacılık önlemleri, yeşil dönüşüm ve Dahilde İşleme Rejimi gibi kritik başlıklar masaya yatırıldı.